Sanayileşmede öncü ülkelerde yer alan uluslararası holdingler ve büyük şirketler, sahip oldukları avantajlarla küresel pazarda rekabet etmekte zorlanmıyor ve bir adım önce başlıyorlar. Ölçek ekonomisine uygun bir yapıya sahip olmaları, kârlı yerel ve uluslararası pazarlara kolay erişebilmeleri, son teknolojiyi takip ederek zorlanmadan edinme imkânları ve nitelikli iş gücü için öncelikli tercih olmaları gibi avantajlar özellikle kırsal bölgelerde ve gelişmekte olan ülkelerdeki küçük ve orta ölçekli şirketlerin pazarda rekabet etmesini zorlaştırabiliyor.
Küçük ve orta ölçekli yerel şirketler ile benzer zorluklarla karşılaşan işletmelerin, günümüzün getirdiği teknolojik fırsatları kullanarak dezavantajlarını avantaja çevirmenin yollarını bulabildiklerini görüyor, başarılarına şahit oluyoruz. Üstelik yerel pazarlara yakınlıkları ve görece çeviklikleri, günün pazar trendlerine kolayca uyum sağlamalarına da olanak tanıyor.
Peki bunu nasıl başarıyorlar? İçinde bulundukları sektörü, pazarı ve teknolojiyi çok yakından takip ederek, değişikliklere hızlı tepki vererek, çok çalışarak, daha akıllı yöntemler kullanarak ve teknolojiye yatırım yaparak pazarın büyük oyuncularıyla rekabet etme noktasında engelleri aşmanın imkânsız olmadığını görüyoruz.
Küçük ve orta ölçekli şirketlerin (KOBİ) pazarda rekabet edebilmelerini sağlayan teknolojilerin başında cobot’lar, yani insan-robot iş birliğine dayalı çalışan robotlar geliyor. Yüksek maliyetli geleneksel endüstriyel robotlar, pazardaki KOBİ’ler için erişilmesi güç iken uygun maliyet, esnek üretim imkânı, dar alanda çalışabilme gibi sayısız avantaj sağlayan kolaboratif robotlar, kompakt yapısı ve bakım-kurulum-programlama-güvenlik bariyeri gibi ek maliyetler olmaksızın iş süreçlerine kolayca entegre edilebiliyorlar.
Universal Robots cobot’larının küçük ve orta büyüklükteki şirketler ile gelişmekte olan ülkelerdeki üreticiler ve nitelikli iş gücünün yeterli olmadığı bölgelerdeki işletmeler için üretimde fırsat eşitliği sağlama potansiyelinin yüksek olduğunun farkındaydık. 2008 yılında ilk cobot’umuzu piyasaya sunmamızdaki öncelikli sebeplerden biri de buydu. Bir diğer sebep ise cobot’ların yaratıcılık ve ustalık gerektirmeyen, sürekli tekrar eden, sıkıcı ve tehlikeli işleri üstlenme potansiyeline sahip olmasıydı.
Günümüzde cobot’larımızın üretimdeki dengeleyici gücü geniş kitleler tarafından kabul görüyor.
On yılı aşkın süredir bu konunun önemine dikkat çekiyoruz ve her geçen yıl farklı ölçeklerdeki işletmelerin bu konuya daha büyük önem verdiğini, cobot’ların önemini anladıklarını görüyoruz. Cobot’lar ve diğer uygun maliyetli otomasyon teknolojileri, KOBİ’lerin ve farklı zorluklarla mücadele eden şirketlerin, küresel devlerle rekabet etmelerinde kritik rol üstleniyor.
Universal Robots olarak iddia ettiğimiz ve önemle üzerinde durduğumuz konulardan biri, cobot’ların hangi büyüklükte olursa olsun ve lokasyonu ne olursa olsun bir şirketi, benzer işi yapan büyük ve uluslararası şirketlerle rekabet edebilir duruma getirebilmesidir. New York’ta üretim yapan Voodoo Manufacturing de bunu kanıtlayan bir şirket.
Matbaa alanında enjeksiyon kalıplama yapan Voodoo, büyük ölçekli üretim gerçekleştirmeyi hedefleyen küçük bir şirket. Daha uygun maliyetli iş gücüne ve daha düşük genel giderlere sahip olduklarından uygun fiyatlara hizmet verebilen küresel şirketlerle karşı rekabet gücünü artırmayı hedefleyen Voodoo, bunun için bir çıkış yolu aramaktaydı.
Voodoo’ya göre bir UR cobot’u, endüstriyel robottan beş kat daha az maliyetliydi. Cobot’un bunu sağlayan başlıca özellikleri ise hızlı entegrasyonu, geleneksel endüstriyel robotların fabrikalarda kullanımında kaçınılmaz olan güvenlik kafeslerine ve ışık perdesi gibi farklı güvenlik önlemlerinin kurulmasına ihtiyaç duyulmamasıydı.
Çekya’da bir havalandırma fanı üreticisi olan Multi-Wing CZ, cobot kullanımıyla büyük şirketlerle rekabet edebilme başarısını yakalayan diğer bir örneğimiz.
Şirketin, artan talebi karşılamak ve büyük şirketlerle daha iyi rekabet edebilmek için sınırlı çalışma alanındakini üretimini otomatikleştirmesi gerekiyordu. Bu nedenle eski güvenlik korumalarını kaldırıp üretim masraflarını yüzde 10 ila 20 azaltan ve kapasiteyi yılda 336 saat artıran UR cobot’ları kullanmaya başladılar.
Hindistan’da otomotiv parçası üreten Craft and Technik Industries (CATI), yetenekli iş gücü sorununu çözecek ve çoğu işin manuel yapılmasından kaynaklanan ürün iadesi oranını düşürecek bir arayış içindeydi.
Şirket, dikey bir işleme merkezinde yükleme-boşaltma ve kalite kontrol görevini otomatik yapan bir Universal Robots cobot'u kurduktan sonra, üretim hacminin %15-20 oranında artmasıyla verimliliğini artırmayı başardı.
Her zaman belirttiğimiz gibi küresel üretim alanında süreçler hızla değişiyor. Yeni teknolojilere yapılan daha akıllı ve mütevazı yatırımlar; küçük işletmelere, merkeze uzak alanlarda bulunan veya nitelikli iş gücüne ulaşmakta zorluk çeken şirketlere, global rakipleri ile rekabet etme gücü veriyor.
Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.